Farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin bir çatı altında toplanmasını sağlayarak bu şirketlerin yönetim, denetim ya da finansal faaliyetlerini koordine edilmesine olanak sağlayan yapılara holding denir.
Her ne kadar bir holding doğrudan hizmet veya ürün üretim süreçlerinde yer almasa da, bünyesinde bulundurduğu bağlı ortakların daha verimli çalışmasını sağlamak amacıyla stratejik planlama finans yönetimi ve risk kontrolü gibi alanlarda aktif bir rol oynar.
Holdinglerin başlıca amacı, bünyesinde faaliyet gösteren şirketler için sinerji yaratmanın yanı sıra finansal kaynakları etkin bir şekilde yönetildiğinden emin olmak ve işletmelerin risklerini minimize etmektir. Ek olarak, holding yapısı sayesinde şirketler arası bilgi ve deneyim paylaşımı sağlanabilir, ortak tedarik zinciri süreçleri yönetilebilir ve maliyet avantajları elde edilebilir.
Türkiye’de holding yapıları özellikle büyük sanayi grupları tarafından tercih edilmekte olup Koç Holding, Sabancı Holding ve Doğuş Holding gibi örneklerle güçlü ekonomik varlıklarını sürdüren pek çok şirket grubu bulunmaktadır. Holding yapısı, hem yerel hem de uluslararası pazarda rekabet avantajı sağlayarak şirketlerin büyüme stratejilerinin önemli bir parçası haline gelmiştir.
Holding Nasıl Kurulur? (Adım Adım Rehber)

2025 yılında holding kurmayı planlayan girişimciler ve şirketler, yasal düzenlemeler, finansal gereklilikler ve yönetim yapısı gibi birçok unsuru dikkate almak zorundadır. Şirket türünü seçme aşamasından yönetim yapısının belirlenmesine kadar her adımı dikkatle inceleyerek sağlam bir temel oluşturabilirsiniz.
Holding kurmak için atılması gereken adımları inceleyelim.
1. Şirket Türünü Seçme
Holding yapısını benimsemek için atılması gereken ilk ve en önemli adım, kurulması hedeflenen şirketin türünün doğru bir şekilde belirlenmesidir.
Şirket Türü | Avantajlar | Dezavantajlar |
---|---|---|
Anonim Şirket (A.Ş.) | Geniş sermaye yapısı, hissedar çeşitliliği, halka arz imkânı | Daha karmaşık hukuki yapı, daha yüksek kurulum maliyeti |
Limited Şirket (Ltd. Şti.) | Daha basit kurulum, az sayıda ortak ile yönetim | Maksimum 50 hissedar sınırı, halka arz edilemez, sermaye artırımı sınırlı |
Genellikle anonim şirket yapısı, genişlemeyi ve kurumsallaşmayı hedefleyen holdingler için en uygun seçenektir.
Holding yapısı içerisinde şirket türünü seçtikten sonra kurumsal kimlik tasarımı marka bütünlüğü açısından kritik hale gelir. Holdingin ana markası ile alt şirketler arasında tutarlı ancak sektörlerine uygun bir kimlik oluşturulmalıdır.
Logo, renk ve tipografi gibi unsurlar stratejik bir bütünlük içinde tasarlanmalıdır. Bu yaklaşım, hem holdingin güvenilirliğini pekiştirir hem de alt şirketlerin pazardaki konumunu güçlendirir.
2. Yasal Gereklilikleri Sağlama
2025 yılında Türkiye’de bir holding yapısı kurmak içim, girişimciler ve şirket grupları yasal gerekliliklere uygun bir yolda ilerlemek zorundalardır.
Holding Kuruluşu İçin Gerekli Belgeler
- Kuruluş Beyannamesi
- Ana Sözleşme
- Kurucu Ortakların Kimlik ve İkamet Belgeleri
- Vergi Dairesi Kayıt Belgeleri
- Sermaye Taahhüdü Belgeleri
Yasal Kayıt ve Onaylar
- Ana sözleşme noter tasdikli olarak hazırlanmalı.
- Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne başvurularak resmi kayıt yapılmalı.
- Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilerek holding tüzel kişiliğini kazanmalı.
- Faaliyet alanına göre BDDK, EPDK gibi kurumlardan gerekli izinler alınmalı.
3. Vergi ve Finansal Yükümlülükler
Holding yapısında başarılı olma, finansal yönetimin etkinliği ile doğrudan ilişkilidir. Türkiye’de holdingler, kurumlar vergisi mükellefi olup bağlı şirketlerinin gelir ve giderlerini merkezi olarak yönetirler.
Vergi Türü | Açıklama |
Kurumlar Vergisi | %25 oranında uygulanır |
KDV (Katma Değer Vergisi) | İşlemlere göre %1, %10, %20 oranlarında uygulanabilir |
Stopaj Vergisi | Temettü (kâr payı) dağıtımında %10 stopaj uygulanır |
Damga Vergisi | Resmi evraklar üzerinden tahsil edilir |
4. Holding Yapısının Belirlenmesi
Doğru yapının belirlenmesi, holding bünyesindeki şirketlerin uzun vadeli başarısını sağlamak için kritiktir. Holding yapısı genellikle finansal holding ve işletme holdingi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır.
- Finansal Holding: Sermaye yönetimi üzerine yoğunlaşır. Bağlı şirketlere finansal destek sağlar.
- İşletme holding: Doğrudan operasyonel yönetim yapar. İşletmelerin yönetimini ve karar alma mekanizmalarını denetler.
5. Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Oluşturulması
Etkili bir yönetim yapısı olmadan bir holdingin başarılı olması neredeyse imkansızdır. Bu nedenle yönetim kurulu ve icra komitesi yapılarının oluşturulması kritik bir adımdır. Yönetim kurulu, holdingin stratejik kararlarını alırken icra komitesii günlük operasyonların yürütülmesinden sorumludur.
Yönetim Kurulu
- Genellikle deneyimli iş insanları, finans uzmanları ve sektör profesyonellerinden oluşur.
- Kurul üyelerinin alanlarındaki yetkinliği, holdingin büyüme ve risk yönetimi stratejilerine doğrudan etki eder.
- Yönetim kurulu başkanı, holdingin genel stratejilerinden sorumlu olurken diğer üyeler finansal, hukuki ve operasyonel alanlarda uzmanlık sağlar.
İcra Komitesi
- CEO ve departman yöneticilerinden oluşur. Alınan stratejik kararların uygulanmasını sağlar ve bağlı şirketlerin performansını izler.
- Operasyonel verimlilik ve hedeflere ulaşma konusunda kritik bir role sahiptir.
Holding Kurarken Dikkat Edilmesi Gereken Yasal Düzenlemeler

Başarılı bir holding yapısı oluşturmak doğru planlama ve stratejik adımlarla ilerlemeye bağlıdır. Ancak bu süreç yalnızca şirketlerin bir araya gelmesiyle sınırlı değildir; hukuki ve ekonomik unsurların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gereklidir.
Holding kurmak için gerekli hukuki ve konomik unsurlara daha yakından bakalım:
Ortaklık Yapısının Netleştirilmesi
Holding yapısının temelinde farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin bir araya gelmesi vardır. Bu gerçek sebebiyle ortaklar arasında sermaye katkısı, yetki dağılımı ve kar payı gibi konular önceden belirlenmelidir. Ortaklık yapısı belirlenirken eşit ya da orantılı hissedar dağılımı seçenekleri değerlendirilebilir.
Hissedarların rol ve sorumluluklarının açıkça tanımlanması, ileride doğabilecek anlaşmazlıkları önleyecektir. Ayrıca ortaklık yapısına ilişkin hükümler, ana sözleşmede net bir şekilde belirtilmelidir. Gerektiğinde taraflar arasında hissedar sözleşmesi imzalanarak ortaklık şartları hukuki güvence altına alınabilir.
Bu süreçte profesyonel bir hukuk danışmanı ile çalışmak, ortaklık yapısının daha sağlam temellere oturtulmasını sağlar. Böylece holdingin yönetimi daha verimli hale gelir ve sürdürülebilir bir büyüme yakalanabilir.
Pay Dağılımının Yapılması
Hissedarların sermaye katkılarına göre hisse oranlarının tespit edilmesi, gelecekteki kâr dağılımı ve yönetim kararlarına doğrudan etki eder. Pay dağılımı sadece finansal katkıya değil, aynı zamanda ortakların şirkete sağladığı stratejik değer ve uzmanlıklarına göre de şekillendirilebilir.
Pay dağılımında dikkat edilmesi gereken hususlardan biri kontrol hisseleri kavramıdır. Holding yönetiminde söz sahibi olmak isteyen hissedarlar, belirli bir oranın üzerinde pay sahibi olmayı tercih edebilirler. Genellikle %50’den fazla paya sahip hissedarlar yönetimde belirleyici olurken, %25 ve üzeri pay sahipleri önemli veto haklarına sahip olabilir.
Pay dağılımının profesyonel şekilde planlanması, holdingin uzun vadeli başarısını destekler ve hissedarlar arasındaki işbirliğini teşvik eder.
Ana Sözleşmelerin Hazırlanması
Holding kuruluş sürecinde ana sözleşme ya da esas sözleşme, hazırlanması zorunludur ve bu belge holdingin temel yapısını belirleyen en önemli hukuki metindir. Türk Ticaret Kanunu’na uygun olarak hazırlanması gereken ana sözleşme, holdingin amaçlarını, faaliyet alanlarını, sermaye yapısını, yönetim organlarını ve kar dağıtım esaslarını içermelidir.
Ana Sözleşmede Olması Gereken Temel Unsurlar:
- Holdingin Unvanı ve Merkezi: Holdingin ticari adı ve adresi açıkça belirtilmelidir.
- Faaliyet Alanları: Holdingin hangi sektörlerde faaliyet göstereceği detaylı şekilde açıklanmalıdır.
- Sermaye Yapısı: Sermaye tutarı, pay oranları ve ortakların katkıları açıkça belirtilmelidir.
- Yönetim Kurulu ve Yetkiler: Yönetim kurulu üyeleri, yetkileri ve görev süreleri düzenlenmelidir.
- Kâr Dağıtım Esasları: Holdingin kâr paylaşım politikası net olarak belirlenmelidir.
Ana sözleşme noter onayından geçirildikten sonra Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne sunulur ve resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer. Ana sözleşmenin doğru ve eksiksiz hazırlanması, holdingin hukuki güvencesini sağlar ve ileride ortaya çıkabilecek ihtilafları engeller.
Ana sözleşmenin eksiksiz ve hukuka uygun hazırlanması için bir hukuk danışmanıyla çalışmanız önerilir.
Finansal Güvencelerin Sağlanması
Holding yapıları genellikle büyük sermaye gereksinimleri doğurduğundan, finansal güvencelerin sağlanması uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından önem taşır.
İlk olarak, holding için belirlenen sermaye tutarının mevzuata uygun şekilde taahhüt edilmesi gereklidir. Sermaye miktarı, holdingin faaliyet göstereceği sektörlere ve ölçeğine göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca bankalardan alınacak teminatlar ve yatırım kaynakları da finansal güvence sağlamak adına değerlendirilmelidir.
Bağlı şirketlerin finansal performansı, holdingin genel mali yapısını doğrudan etkiler. Bu nedenle holding yönetimi, iştiraklerin mali tablolarını düzenli olarak izlemeli ve mali riskleri minimize edecek stratejiler geliştirmelidir.
Holdinglerin sürdürülebilir bir finansal yapıya sahip olması için güçlü bir nakit yönetimi politikası oluşturulmalı, sermaye artırımları ve yeni yatırım fırsatları dikkatle değerlendirilmelidir. Öte yandan vergi yükümlülüklerinin eksiksiz yerine getirilmesi ve finansal raporlamaların şeffaf bir şekilde yapılması önemlidir.
Holding Kurmak İçin En İyi Sektörler

Holding yapıları, birden çok sektörde yatırım yapılarak riskleri dağıtma ve sürdürülebilir büyüme sağlama avantajı sağlar. Ancak başarılı bir holding kurmanın temel taşlarından biri doğru sektör seçimidir.
Sektör | Açıklama |
Teknoloji |
Yapay zeka, büyük veri, bulut bilişim ve yazılım hizmetleri gibi alanlar hızlı gelişen ve yüksek kârlılık potansiyeli taşıyan yatırım alanlarıdır. |
Enerji | Yenilenebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgar, biyokütle) geleceğin enerji altyapısını oluşturuyor. Uzun vadeli getiri sağlar. |
Sağlık |
Medikal cihaz, biyoteknoloji, dijital sağlık gibi alanlarda teknolojik yenilikler ve artan sağlık ihtiyacı büyük fırsatlar yaratıyor. |
Finans | Dijital bankacılık, fintech ve kripto para teknolojileri sektörü çok hızlı dönüşüyor. Holdingler için hem geleneksel hem de yenilikçi finansal hizmetler büyük bir alan sunuyor. |
Otomotiv |
Elektrikli ve otonom araç teknolojileri, mobilite hizmetleri erken yatırım yapan holdinglere rekabet avantajı sağlıyor. |
Gayrimenkul | Ekonomik dalgalanmalara rağmen konut projeleri, ticari yapılar ve lojistik merkezleri hem kâr hem de düzgün nakit akışı sağlar. |
Tarım |
Akıllı tarım teknolojileri, organik tarım ve tarımsal işleme tesisleri stratejik bir yatırım alanına dönüşmüştür. |
Eğitim | Online eğitim platformları, dijital eğitim teknolojileri ve özel eğitim kurumları uzun vadeli yatırım potansiyeline sahiptir. |
Türkiye'de Holding Kurma Şartları ve Vergi Avantajları

Türkiye’de holding kurarken yasal ve ekonomik açıdan dikkatli bir planlama yapmak çok önemlidir. Holding yapısı, büyük ölçekli yatırımlar yapmak ve farklı sektörlerde faaliyet göstermek isteyen şirketler için ideal bir çözüm sunar. Ancak ekonomik durum, küresel rekabet ve yasal gereklilikler gibi kritik faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.
Ekonomik Durum
İş dünyasının her alanında olduğu gibi Türkiye’nin ekonomik durumu, holding kurma süreçlerini doğrudan etkileyen kritik bir faktördür.
Türkiye’nin gelişmekte olan ekonomisi büyük yatırım fırsatları sunsa da dalgalanmalara da açıktır. Özellikler döviz kurlarında yaşanabilen hareketlilik ve finansal piyasalar da belirsizlikler, holdinglerin sermaye yönetiminde zorluklar çıkarabilir. Bu yüzden, güçlü bir finansal altyapı ve risk yönetimi politikası oluşturmak büyük önem taşır.
Küresel Rekabet
Stratejik coğrafi konumu sayesinde Türkiye; Avrupa, Asya ve Orta Doğu pazarlarına erişim imkanı sunar. Bu stratejik konum, holdinglerin uluslararası işbirlikleri geliştirmesi ve yabancı yatırımcılarla ortaklıklar kurması için büyük bir avantaj sağlar.
Ancak küresel pazarda rekabet edebilmek için güçlü bir marka değeri, yenilikçi iş modelleri ve sürdürülebilir bir büyüme stratejisi gereklidir. Özellikle teknoloji, enerji ve finans gibi dinamik sektörlerde faaliyet gösterecek holdinglerin, global trendleri yakından takip etmesi ve dijital dönüşüme yatırım yapması önemlidir. Bu aşamada marka danışmanlığı almak holding yapısının küresel pazarda öne çıkmasına yardımcı olabilir.
Markalaşmak için ipuçlarına ihtiyaç duyuyorsanız Marka Adı Oluşturmak İçin 10 İpucu adlı blogumuzu da okuyabilirsiniz.
Yasal Engeller
Türk Ticaret Kanunu (TTK), holdinglerin kurulması ve yönetilmesi ile ilgili detaylı düzenlemeler sunmaktadır. Bu düzenlemelere uyum sağlamak, holdingin yasal zeminde faaliyet göstermesi açısından zorunludur.
Holding kuruluşu için öncelikle bir ana sözleşme hazırlanması ve bu sözleşmenin noter tasdiki yapılması gereklidir. Daha sonra Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurularak holding tescil ettirilir. Tescil işlemi tamamlandıktan sonra holding, tüzel kişilik kazanır.
Finansal hizmetler, enerji veya sağlık gibi regülasyonlara tabi sektörlerde faaliyet gösterecek holdinglerin özel izin ve lisans alması gerekebilir. Ayrıca rekabet hukuku kapsamında Rekabet Kurumu’nun denetimlerine tabi olunabilir.
Holdingler, kurumlar vergisi mükellefi olup, düzenli olarak mali tablolarını beyan etmek zorundadır. Yasal gerekliliklerin yerine getirilmemesi, ciddi mali cezalar ve hukuki sorunlara yol açabilir.
Holding Kurarken Yapılan 4 Büyük Hata

Ekonomik alanda güç sahibi olmak için holding yapısı önemli bir araç olsa da bir holding kurmak dikkatli planlama ve stratejik karalar gerektiren uzun soluklu bir süreçtir. Bu süreç içerisinde yapılan hatalar da holdinglerin uzun vadeli başarısına engel olabilir.
Peki, holding kurarken girişimciler en çok hangi hataları yaparlar? Bu hatalardan kaçınmanın yolları nelerdir?
1. Yeterince Araştırma Yapmamak
Holding yapısını başarılı bir şekilde oluşturmak için atılması gereken ilk adım, detaylı bir piyasa ve sektör analizi yapmaktır. Ne yazık ki çoğu girişimci, yeterli araştırma yapmadan sadece o anda fırsat olarak gördükleri sektörlere yatırım yaparak ciddi finansal kayıplar yaşayabilir.
Bir holding, birden fazla sektörde faaliyet göstermeyi hedeflediğinden her sektörün dinamiklerini, rekabet koşullarını ve risk faktörlerini ayrı ayrı analiz etmek önemlidir. Gerekli araştırmalar yapılmadan sektöre giriş yapmak, beklenmedik maliyetlere ve başarısız iş modellerine yol açabilir.
Türkiye’de henüz yaygın olmayan ama yurt dışındaki pazarlarda başarılı olmuş iş modelleri için Türkiye'de Olmayan Yenilikçi İş Fikirleri blogumuzu okuyabilir ve holding yapısı oluşturmak için ilham bulabilirsiniz.
2. Yanlış Finansal Kararlar Almak
Aynı anda birden çok şirket ve farklı sektörlerde faaliyet gösterildiği için holdinglerin finansal yönetimi karmaşıktır ve yanlış alınan kararlar büyük kayıplara sebep olabilir. Sermayelerin yeteri kadar planlanmaması, gereksiz borçlara girilmesi veya vergi yükümlülüklerinin ihmal edilmesi holdinglerin mali yapılarının zayıflamasına neden olur.
Yanlış finansal kararlardan kaçınmak için sağlam bir finansal plan oluşturulmalı, deneyimli mali müşavirler ve finans yöneticileri ile çalışma ve risk yönetimi stratejileri geliştirilip nakit akışı düzenli olarak izlenmelidir.
3. Yönetim Kadrosunun Uyumsuz Olması
Güçlü ve birbiriyle uyumlu olan bir yönetim ekibi, başarılı holding yapısının temel taşlarındandır. Fakat bazı girişimcilerin yönetim kurulu ve icra komitesi oluştururken yeterli özeni göstermemesi, yönetim sürecinde alınması gereken kararlarda tıkanıklıklara ve verimsizliğe yol açabilir.
Holdinglerin yönetim kadroları oluşturulurken deneyim ve uzmanlık ön planda tutulmalı, yönetim kurulu içerisinde yer alan üyelerin görev dağılımları net olmalıdır.
Etkili bir iletişim ve uyum için düzenli toplantılar gerçekleştirilmelidir.
4. Çok Fazla Sektöre Açılmak
Her ne kadar holdinglerin temel avantajlarından biri farklı sektörlerde faaliyet gösterebilme kapasitesi olsa da, bazı girişimciler kısa süre çok fazla sektöre açılarak kontrolü kaybedebilir. Bu kontrol kaybı, kaynakların dağılmasına ve yönetim içerisinde karmaşaya yol açabilir.
Her sektör, farklı yönetim stratejileri ve uzmanlık gerektirir. Özellikle yeni kurulan holdingler için belirli bir sektöre odaklanmak ve orada başarı elde etmek daha mantıklıdır.
Bu yüzden ilk etapta faaliyet gösterilmesi istenen sektörleri stratejik olarak seçip, sınırlı sayıda sektöre odaklanmak ve bu hedef sektörlerde güçlü bir pozisyon elde ettikten sonra genişlemeyi düşünmek, holdinglerin uzun vadedeki başarısının pekiştirilmesine katkı sağlar.
Sıkça Sorulan Sorular

Holding olma şartı nedir?
2025 yılında bir şirketin holding statüsü kazanabilmesi için en az iki ayrı şirketi bünyesinde bulundurması ve genellikle anonim şirket (A.Ş.) statüsünde olması gerekir. Ayrıca belirli bir sermaye yapısına ve yönetim düzenine sahip olmalıdır.
Kimler holding kurabilir?
Herhangi bir kişi ya da tüzel kişi holding kurabilir. Ancak kurucu kişilerin reşit, ehliyetli ve ticaret yapma hakkına sahip olması gerekmektedir. Şirketler bir araya gelerek de holding kurabilir.
Holding kurmak için kaç para lazım?
Holding kurma maliyeti, sermaye gereksiniminden (genellikle 500.000 TL) ticaret sicil masraflarına, danışmanlık ve hukuki hizmet ücretlerine, vergiler ve harçlara kadar birçok faktöre bağlı olarak değişir. Bu maliyetler toplamda yüzbinlerce TL’yi bulabilir, bu yüzden bütçenin dikkatli planlanması önemlidir.
Türkiye'de holding kurmak için gerekli belgeler nelerdir?
Türkiye’de holding kurmak için gerekli belgeler arasında kuruluş beyannamesi, ana sözleşme, kurucuların kimlik ve adres bilgileri (nüfus cüzdanı fotokopileri ve ikamet belgeleri), sermaye taahhüdü belgeleri, vergi dairesi kayıt belgeleri (vergi levhası ve numarası) ve ilgili ticaret odası kayıt evrakları bulunur. Belgelerin eksiksiz ve doğru hazırlanması, sürecin daha hızlı ve sorunsuz ilerlemesini sağlar.
Holding kurmak ne kadar sürer?
Belgelerin eksiksiz hazırlanması, başvuru süreçlerinin doğru yönetilmesi ve gerekli izinlerin zamanında alınması durumunda holding kurma süreci genellikle 2 ila 4 hafta arasında tamamlanır. Ancak bazı durumlarda bu süreç uzayabilir. Özellikle belgelerde eksiklik ya da yanlışlık bulunması, ilgili kurumların yoğun olması veya ek yasal onay süreçleri gerekliliği gecikmelere yol açabilir.
Holdingler vergi öder mi?
Evet, holdingler vergi öder ancak holding yapısına ve faaliyet alanına göre ödenen vergiler değişiklik gösterebilir. Holdingler, genellikle anonim şirket (A.Ş.) olarak kurulduğu için kurumlar vergisine tabidir.
Holding kurarken dikkat edilmesi gereken en büyük hata nedir?
En büyük hatalardan biri, holdingin faaliyet alanının net belirlenmemesi ve doğru sermaye planlamasının yapılmamasıdır. Ayrıca şirket yapısının hukuki danışmanlık almadan oluşturulması ilerleyen süreçlerde ciddi sorunlara yol açabilir.